The article examines the role and place of the Mystery within the structure of Mamleev’s metaphysics. The author of the article implicates the concept of “chaosmos’’, introduced by James Joyce in the experimental novel “Finnegans Wake”, to the Mamleev’s Universe. This leads to the transformation of the formula “chaos – osmosis – cosmos”, actualized by postmodern discourse, into the formula “Chaos – Osmosis – Cosmos”. Chaos here is Sacred Chaos, being one of the metaphysical manifestations of Eternal Russia. Osmosis appears (...) to be an antinomic Russian life, which combines the incompatible, and sets itself fundamentally impossible tasks. The Сosmos brings us to the tradition of Russian cosmism with its problem of microcosm and macrocosm conformity. The author of the article points out that the all-pervading and unifying element of Mamleev’s chaos is the Mystery. It is one of the five key metathemes of Mamleev’s oeuvre. The particularity of the Mystery is that it provides a link between other metathemes: utrism “I”, Death, the Abyss and Russia. In the plane of utrism “I” the Mystery is seen as the mystery of man. The Mystery is related to Death by the person’s interest of his own destiny and finiteness. The problem of overcoming death and the passion for eternal life are the central themes that concern almost all the heroes of Mamleev’s novels and short stories. For Mamleev they are the source of values aimed at the human need to achieve a higher “I”. The connection between the Mystery and the Abyss, as well as the connection between the Mystery and Russia are the strongest and the most important for Mamleev. Consideration of these connections prompts the author to conclude that Yuri Mamleev describes such dimensions of the Mystery, which go beyond the categories “unfathomable-to-us” and “unfathomable-in-itself”, introduced by S. Frank. This requires the introduction of new concepts that would bring out the essence of Mamleev’s innovations. The author of the article proposes to consider the Abyss as a “Last Mystery” by the fact it is transcendent to the transcendents themselves, that is it goes beyond the Absolute, as well as to consider Eternal Russia as a Russia-Mystery on the grounds that Mamleev gives it the status of the third metaphysical Beginning, along with the Absolute and the Abyss. (shrink)

Müslümanlar Kur’ân’ın ilk emri olan okumayı sadece yüzeysel bir okuma değil varlığın özüne inmek ve dünyayı anlamak olarak değerlendirmişlerdir. Bu doğrultuda ilk zamanlardan itibaren etraflarında gelişen tüm olayları ibret nazarıyla incelemişler ve ilmî çalışmalarına konu etmişlerdir. İlim öğrenmenin kadın veya erkek fark etmeksizin tüm Müslümanlar için gerekli görülmesi de onlar için önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur. Hızlı ve emin adımlarla yükselen İslam medeniyetinin öne çıkan yönlerinden birisi Müslümanların dini ilimlere gösterdikleri ilgidir. Sadece dini ilimlerle sınırlı kalmayan Müslümanlar sonraki dönemlerde astronomi, (...) matematik, geometri, fizik ve kimya gibi pozitif bilimlere de ilgi göstermişlerdir. Müslümanların bu alana gösterdiği ilginin farklı sebeplerinden birisi Kur'an'da gök cisimleri ve yaratılış gibi hususların yer almasıdır. Ayrıca rutin ibadetlerin vakitlerinin tayininde ay, güneş vb. gök cisimlerinin hareketlerinin esas alınması gibi hususlar Müslümanlarda büyük ilgi ve merak uyandırmıştır. Diğer taraftan fetihlerle birlikte çok geniş bir coğrafyaya yayılan Müslümanlar buralarda farklı etnik, dini ve kültürel unsurlarla karşılaşmışlardır. Kendileri için önemli bir aşama teşkil eden ve bu unsurların sağlayacağı muhtemel faydaları görmezden gelmeyen Müslümanlar, insanlık mirası olarak değerlendirdikleri bilimsel çalışmaları kendi dillerine tercüme etmeye başlamışlardır. Bu faaliyetlerin devlet yetkilileri tarafından da desteklenmesi ile birlikte çalışmaların daha da arttığı görülmektedir. Çalışmamızın temel amaçlarından biri İslam dünyasının fetihlerle birlikte siyasî ve askerî gelişmelerden sonra ilmî çalışmalarda elde ettiği başarısının sebeplerine dair bir değerlendirme yapmaktır. İslam toplumu ilk dönemlerden itibaren öncelikle dini konuların öğrenilmesine ağırlık vermiş, sonrasında ise karşılaştığı diğer medeniyetlerden de etkilenerek pozitif bilimlerle meşgul olmaya başlamıştır. Bu alanlarla ilgili genellikle herhangi bir sınırlamaya bağlı kalmamışlardır. İslâm’ın ilk yıllarında pozitif bilimlere hasredilmiş çalışmalar olmadığı görülse de ilk hicrî yüzyılın sonlarına doğru bu anlamda önemli çalışmalar ortaya çıkmıştır. Müslümanlar öncelikle dinlerini daha iyi anlamaya çalışmışlar, bu konuda belli bir birikim elde ettikten sonra özellikle Abbâsîler (750-1258) döneminde pozitif bilimlere ilgi duymuşlar ve 4/10. yüzyıla gelindiğinde bu alanlarda büyük eserler vermeye başlamışlardır. Çalışmamızda öncelikle Müslümanların yaptığı çalışmalara ilişkin güncel ve klasik kaynaklarda yer alan bilgiler bir araya getirilerek yüzyıllar içerisinde yaşanan değişim ele alınacaktır. Esasında bugün Müslümanların içerisinde bulunduğu durumun çözümü de kısmen bu dönemin daha iyi anlaşılmasında gizlidir. Tarihleri boyunca Müslümanların yaşadıkları bu yükseliş serüvenini anlamak günümüze de önemli ölçüde ışık tutacaktır. (shrink)

The article dealt with the question of the ratio of Yuri Mamleev’s I-utrism to Tradition. The problem is in the contradiction between two positions, which Mamleev notes in different places of “The Destiny of Being” – a view of the I-utrism as a new approach within the framework of Tradition, and as going beyond it with the introduction of extraneous elements. Based on the connection between the I-utrism and the “Last Doctrine”, which clearly lies outside the Tradition, the author of (...) the article concludes that the I-utrism should not be considered as a new approach within the framework of the Tradition, but as an autonomous construction to it. According to the author, the I-utrism due to its own radicalism contains two key problems that lead not only to a break with Tradition but also to a violation of the inner integrity of Mamleev’s philosophy itself. These two problems are defined as the radicalization of the Vedanta formula “Atman = Brahman” and the absence of the figure of the Other. I-utrism forms unified I, which the author of the article proposes to call “I-total”, because it displaces everything but itself, including the classical concept of the Absolute. Hence the lack of a topos for Mamleev’s concepts such as “Abyss” and “Eternal Russia”. It is compounded by the prevention of the metaphysical event of the Other, which is especially important for the idea of a metaphysical and mysterious Russia that requires intersubjectivity. In the process of analyzing these problems and issues, the article compares the philosophical positions of Stirner and Mamleev, as well as addresses the topic of demonic I-utrism. After all, the author concludes that the I-utrism needs to be revised and softened. This would allow it to exist organically in the overall picture of Mamleev’s worldview and not lose touch with Tradition despite the inevitable exit from it. (shrink)

The author of the article studies the creative legacy of Yuriy Mamleev, trying to establish the correlation between of his philosophical and fiction writings. The conventional editorial distinction between philosophical and literary texts as different and autonomous categories is rejected. Instead of the idea, that philosophical and fictional aspects of texts by Mamleev are inextricably linked, it is claimed that they should be considered together. In the author’s opinion, these texts present different perspectives and implementations of his oeuvre that contains (...) the rational dimension and on the other hand – irrational dimension of artistic images and obscure allusions. Mamleev’s writings considered by means of 5 crucial “metathemes”: Аbyss and the “Ultimate relationships” concerned with it, the Mystery which has two levels – one cognizable and the another – uncoognizable in principal, the “root of self-being” and metaphysic of “I”, death and immortality, Russia and the Russian soul which are existed between West and East with special historical and cosmological mission. It is concluded that these 5 metathemes pervade all Mamleev’s texts and comprise his spiritual search. The characters of Mamleev’s fiction are mostly people of post-Soviet world, who ask questions with no set answers to become acquainted with the secrets of being. At the same time they are concerned with their own existence, their self destiny. Their actions are extraordinary and illogical. Supposedly Mamleev’s artistic images not only correspond with his philosophical ideas, for instance – utrism or the “Ultimate relationships”, but also reveal them from unexpected perspective. The author determines that distinction between philosophy and literature of Mamleev is incorrect, as these areas are conflated. Any distinction of this kind will ruin the logic of Mamleev’s thinking and outlook. Thus, metaphysical realism can be viewed as the crossing, distinction blurring area, productive and creative transgression. Or as the situation when philosophy is more than it is itself. (shrink)